guvenlibakis.com

EYT Düzenlemesi ve Bütçe Açığı: Gerçekler ve Yanlış Anlamalar

14.03.2025 11:51
EYT düzenlemesinin bütçe üzerindeki etkileri ve sosyal güvenlik sisteminin durumu üzerine güncel veriler. Maliye Bakanı'nın açıklamaları ile gerçekler arasındaki çelişkiler inceleniyor.

EYT Düzenlemesi ve Bütçe Açığı: Gerçekler ve Yanlış Anlamalar

*EYT düzenlemesi ile ilgili iddialar, bütçe dengeleri üzerinde ciddi bir etki yaratmadığını gösteren verilerle çelişiyor.* 2025-2027 OVP’ye göre, 2025 yılında 1,9 trilyon, 2026 ve 2027 yıllarında ise 2 trilyon liralık bütçe açığı öngörülmektedir. Maliye Bakanı, bu yüksek bütçe açıklarının nedenleri arasında deprem ve EYT düzenlemesini göstermektedir. Ancak, 2024 yılına ait GSYH, SGK ve bütçe verileri netleştiğinde, EYT düzenlemesinin bütçe dengelerini sarsıp sarsmadığına dair verilerle inceleme fırsatı doğmuştur.

Bütçe Transferleri ve EYT İlişkisi

EYT düzenlemesinin bütçede açtığı gediklerin belirlenmesi için, SGK’ya yapılan bütçe transferlerinin oransal büyüklüğündeki değişim incelenmelidir. Eğer EYT düzenlemesinin ardından bu oranda ciddi bir sapma varsa, EYT bütçeye ciddi bir yük getirmiş demektir. Aksi durumda, EYT düzenlemesi nedeniyle bütçe açıklarının arttığı iddiası büyük bir çarpıtma olarak değerlendirilecektir. 2007 yılından 2024 yılı sonuna kadar SGK’ya bütçeden yapılan transferlerin toplam bütçe içindeki payı, EYT düzenlemesinin de yapıldığı son üç yılda en düşük seviyeleri göstermektedir.

2020 yılında toplam bütçe harcamalarının %20,4’ü SGK’ya görevlendirme gideri ve Hazine Yardımı olarak ödenirken, EYT düzenlemesinden sonraki yıl olan 2024 yılında bu oran %13,9’a düşmüştür. Bu durum, EYT’yi günah keçisi ilan edenlerin yanlış bilgi yaydığını ortaya koymaktadır. EYT düzenlemesi ile birlikte emeklilik sisteminin bütçe üzerindeki yükü, son 18 yılın en düşük seviyesindedir.

Emekli Sayısı ve Milli Gelir İlişkisi

Türkiye nüfusunun yaşlanmasıyla birlikte emekli sayısı artmaktadır. Bu artış, aktüeryal dengeyi olumsuz etkilemektedir. Emekli maaşı alan sayısının artması, toplam emekli aylığı ödemelerinin GSYH içindeki payının artmasını gerektirmektedir. Ancak, veriler emeklilerin toplam milli gelirden aldığı payların azaldığını göstermektedir. 2024 yılında emeklilerin GSYH içindeki payı %6,1 olarak belirlenmiştir. Bu oran, 2020 ve öncesindeki tüm yıllardan daha düşük bir seviyededir.

Ekonominin sürekli büyüdüğü, 18 çeyrektir büyüme ile övünülen bir ortamda, emeklilerin milli gelirden aldığı payın azalması dikkat çekicidir. Bu durum, emeklilerin yoksulluk paydasında birleştirilmesi ile açıklanabilir. Emeklilerin alım güçlerinin düşmesi, sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliğini tehlikeye atmaktadır.

Sosyal Güvenlik Sisteminin Gelir-Gider Dengesi

Sosyal güvenlik sisteminin gelir-gider dengesi, 2002 yılından bu yana hiç olmadığı kadar iyi bir durumda görünmektedir. Emekli sayısının artmasına rağmen, gelirlerinin giderlerini karşılama oranı yükselmiştir. Ancak bu durum, emeklilerin enflasyona ezdirilmesi ve yoksulluk paydasında eşitlenmesi ile sağlanmıştır. Emeklilere verilmesi gereken ödemelerin yapılmaması, bütçe disiplini sağlanmış gibi bir izlenim yaratmaktadır.

2024 yılında emeklilerin GSYH içindeki payı %6,1 olarak belirlenmiştir. Bu oran, 2020 ve öncesindeki tüm yıllardan daha düşük bir seviyededir. Ekonomik büyümenin sürdüğü bir ortamda, emeklilerin milli gelirden aldığı payın azalması, sosyal güvenlik sisteminin geleceği açısından ciddi bir sorun teşkil etmektedir.

Sonuç Olarak

EYT düzenlemesinin artan emekli sayısı nedeniyle bütçe ve SGK finansal tablolarında etkileri kaçınılmazdır. Ancak, son dönemdeki yüksek harcamalar ve verimsiz bütçe uygulamaları, EYT’yi bütçe dengesinin bozulmasının sorumlusu olarak göstermeyi insafsızca bir yaklaşım olarak ortaya koymaktadır. Bu durum, yukarıda belirtilen verilerle de çelişmektedir.

Sonuç olarak, EYT düzenlemesi ile ilgili iddiaların gerçeklerle uyuşmadığı, sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliği açısından daha derin analizler yapılması gerektiği anlaşılmaktadır. Emeklilerin durumu, sosyal adalet ve ekonomik denge açısından kritik bir öneme sahiptir.

Bize Ulaşın